Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre her yıl 300.000 çocuk kanser tanısı almakta, 80.000 çocuk kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Gelişmiş ülkelerde çocukluk çağı ölüm nedenlerine bakıldığında ikinci sırada kanser gelmektedir. Bu nedenle çocukluk çağı kanserleri konusunda farkındalığı artırmak için 15 Şubat ‘Dünya çocukluk çağı kanseri günü’ olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de her yıl 3000-3500 çocuk yeni tanı alırken, çocukluk çağı ölümleri nedenlerine bakıldığında kanserler ilk dört içinde yer almaktadır.
Kanser, vücudun herhangi bir yerinde hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmalarıdır. Çocukluk çağında erişkinlerden farklı olarak daha çok embriyonel tipte kanserler görülmektedir. Maalesef çoğu çocukluk çağı kanserinin nedeni bilinmemektedir. Bu nedenle çocukluk çağı kanserleri için bir tarama programı yoktur. Çocukluk çağında en sık kan kanseri olarak bilinen lösemiler ve lenf bezi kanseri olan lenfomalar görülmektedir. Çocukluk çağı kanserleri her yaşta görülebilmesine rağmen özellikle embriyonel kanserler ilk beş yaş içerisinde daha sık görülmektedirler.
Çocukluk çağı kanserlerinde kanserin alt tipine göre ilaç tedavileri (kemoterapi), ışın tedavisi (radyoterapi), cerrahi tedaviler, kök hücre nakilleri ve bunların değişik kombinasyonları kullanılmaktadır. Erken tanı ve son yıllarda tanı-tedavilerde, destek tedavilerindeki gelişmelerle birlikte kanserli çocukların %70-80 civarında iyileştiğini söyleyebilmek mümkündür. Ama hedefimiz tabii bu rakamların daha da yükselmesini sağlayabilmektedir. Bu başarılı sonuçları sağlayabilmek için önemli basamaklardan biri çocukluk çağı kanserlerindeki farkındalığı artırarak erken tanının sağlanmasıdır. Bu nedenle:
Sevgili anneler-babalar; çocuğunuzda aşağıdaki belirtiler varsa mutlaka bir çocuk doktoru veya çocuk hematoloji-onkoloji hekimine başvurmayı ihmal etmeyiniz.
- Açıklanamayan kilo kayıpları
- Kemik ağrısı, yürümeye başlamış bir çocuğun yürümeyi reddetmesi
- Halsizlik, yorgunluk, kansızlık
- Son dönemde sık enfeksiyon veya iyileşmeyen enfeksiyonlar
- Kolay morarma,
- Karın şişliği
- Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen şişlikler
- Boyunda, koltuk altında, kasık bölgesinde ele gelen bezeler
- Özellikle sabahları olan şiddetli baş ağrısı ve eşlik eden fışkırır tarzda kusma
- Son dönemde olan kişilik değişiklikleri ve okul başarısında düşme
Bu belirtiler başka hastalıkların da ilk belirtisi olabilir. Ama bu belirtiler varsa mutlaka bir hekim tarafından değerlendirme yapılıp kanser tanısı dışlanmalıdır.
Kanser tedavi süreci kanserin alt tipine göre süresi değişmekle birlikte meşakkatlidir. Tedavi süreci tekrarlayan kereler hastane yatışlarını gerektirmektedir. Kemoterapi tedavisinin çocukları psikolojik olarak en fazla etkileyen yan etkileri saç dökülmesi ve enfeksiyonlara yatkınlık nedeniyle maske takma zorunluluğudur. Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Fakat hem hastalığın kendisi hem de uygulanan tedavilerin bağışıklık sistemini etkilemesi nedeniyle hastalar enfeksiyonlara daha yatkın hale gelmektedir.
Kanserle mücadele sadece hasta ve ailelerini ilgilendiren bir konu olmayıp ulusal ve uluslararası erken tanı ve tedavi planlama stratejileri oluşturulması gerekmektedir. Bu süreçte ailelerimizin –çocuklarımızın her türlü maddi-manevi desteğe ihtiyacı vardır. Unutmayınız ki kanserle mücadele eden her çocuk bir süper kahramandır. Kanserli çocuklarımıza sağlıklı umut dolu bir gelecek sağlayabilmek için herkesin desteğini bekliyoruz.